EK SAYFA – 594-2
20. Bab
حدثنا
علي بن عبد
الله: حدثنا
سفيان، عن
عمرو، عن أبي
العباس قال:
سمعت عبد الله
بن عمرو رضي الله
عنهما: قال:
قال
لي النبي صلى
الله عليه
وسلم: (ألم
أخبر أنك تقوم
الليل وتصوم
النهار). قلت:
إني أفعل ذلك.
قال: (فإنك إذا
فعلت ذلك هجمت
عينك، نفهت
نفسك، وإن
لنفسك حقا، ولأهلك
حقا، فصم
وأفطر، وقم
ونم).
[-1153-] Abdullah İbn Amr İbnü'l-As radıyallahu anh, Nebi Sallallahu Aleyhi
ve Sellem'in kendisine şunları söylediğini anlattı: "Geceleri namaza
kalktığın ve gündüzleri oruç tuttuğun bana bildirilmedi mi zannediyorsun?"
(Abdullah dedi ki) Ben: "Evet ben bunları yapıyorum" dedim.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Böyle yaparsan gözlerin
yorulur, nefsin aciz kalır (bıkar). Nefsinin senin üzerinde hakkı vardır,
ailenin de senin üzerinde hakkı vardır. Sen bir gün oruç tut, bir gün iftar et,
geceleri hem namaz kıl hem gerektiğinde uyu" buyurdu.
AÇIKLAMA: Nebi'in (s.a.v.) "bana bildirilmedi mi
zannediyorsun?" sözü bir konuda hüküm vermenin, ancak bir şeyi kesin olarak
öğrendikten sonra olacağını göstermektedir. Çünkü O, Abdullah hakkında
kendisine bildirilen şey ile yetinmemiş, onunla buluşup kendisinden bunu
sormuştur. Çünkü Abdullah böyle yaptığını başkalarına kasıtsız olarak
söylemiş, yahut da nakledenin muttali olmadığı bir şarta bağlamış olabilir.
"Nefsinin senin üzerinde hakkı vardır": Yani insan
olmanın gereği olarak ihtiyaç duyduğun ve Allah'ın insanlara mubah kıldığı
yeme, içme, Rabbi'ne ibadete daha çok yardımcı olmak amacıyla bedeni
dinlendirme gibi şeyleri yap. Nefsin haklarından biri de, nefsi Allah'tan
başka şeylerden koparmaktır. Ancak bu kalbî bağlarla ilgilidir.
"Ailenin senin üzerinde hakkı vardır": Dünya ve
âhirete ilişkin kesin olarak yerine getirilmesi gereken konularda onları gözet.
Burada aile ile kastedilen yalnız zevce olabileceği gibi, kişinin nafakasını
vermekle yükümlü olduğu kimselerin tümü olabilir. Bunun zikredilme sebebi Oruç
bölümünde gelecektir. (1977. hadis)
Nebi'in "bazen oruç tut, bazen iftar et" sözü,
"yukarıdaki hususları artık öğrendiğine göre her iki maslahatı da elde
etmek için bazen oruç tut, bazen iftar et" anlamına gelir. Burada Hz.
Davud'un orucu ima edilmektedir.
Hadisten Çıkan
Sonuçlar
1- Kişinin yapmaya kesin olarak karar verdiği fiilleri anlatması
caizdir.
2- Devlet başkanı, halkının genel işleri ile ilgilendiği gibi
ayrıntı sayılabilecek işleri ile de ilgilenir, bunları yoklar, kendilerini
ıslah edecek şeyi onlara öğretir.
3- Anlama ehliyetine sahip olan kimse için hükmün gerekçesi
açıklanır.
4- İbadette evla olan, farzları mendubların önüne almaktır.
5- Kişînin tabiatının kaldırabileceğinden fazla şeyi yüklenmesi
durumunda, çoğunlukla bir aksaklık meydana gelir.
Hadiste ibadette devamlı olmaya teşvik vardır. Çünkü Nebi
(s.a.v.) Abdullah'ın ibadette aşırıya gitmesini hoş karşılamamakla birlikte,
onu amelde orta yolu tutmaya teşvik etmiş ve ona âdeta şöyle demiştir:
"Zikredilen kimselerin hakları ile meşgul olmak seni ibadetin hakkını zâyî
etmeye ve böylece mendubları tümüyle terk etmeye sevk etmesin. İkisini bir
arada yap".